2 Mayıs 2011 Pazartesi

Kim bu Ömer Özkaya?

Dünyaya 28 yıl önce geldiği evde, siyah-beyaz bir televizyon ve radyodan başka müzik çalan alet ve müzik yapmaya çabalayan herhangi biri yoktu. Anaokulu yıllarında tanıştığı renkli televizyonda ‘Pazar Konseri’ni izlemek için çok küçüktü.
 
  İlkokul döneminde o, blok flütü keşfederken blok flüt de Anadolu’nun ücra köşesinde kendisine nefes verecek birini keşfetmiş oldu. Üflemeli çalgılara olan ilgisi sadece blok flütle sınırlı kaldı, çünkü yine ilkokul yıllarında klavye ile tanıştığında, çıkardığı sesleri hem kendisi hem çevresindekiler daha çok sevdi.

  Bir süre ailesinin de katıldığı yemekli toplantılarda, hem klavye çalarak hem şarkı söyleyerek ilerledi. Okuma-yazmayı, temel matematik bilgilerini, hayat bilgisini ve bir parça da yabancı dil öğrendikten sonra eğitimi ile yaşam tarzının aynı konu üzerinde ilerlemesini tercih etti; Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde müzik eğitimine başladı.

 Önce çello ile başladığı eğitimine gitar ile devam etti. Gitar ile arasında oluşan ilişkiden duyduğu mutluluğu artırmak için hem müzik hem gitar bilgisini artırması gerektiğini düşündü ve Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nde müzik öğretmenliği eğitimine başladı.

 Aradan geçen uzun yıllara ve İstanbul’a yerleşmiş olmasına rağmen birkaç ders için de olsa üniversite eğitiminden vazgeçemedi. Bilgi, yetenek ve yaratıcılığını bir araya getirdiği çok sayıda bestesinden “Gel gidelim” ve “Oyunun Sonunda” adlı iki çalışmasıyla dinleyicilerin karşısına çıktı. İyi dinlemeler…